Berrak zihinler için yalın, zengin, bağımsız bir Türkçe dijital medya üyeliği.
Ücretsiz Kaydol →Ali Rıza Çoban
Anayasa hukuku doçentidir. Doktorasını temel haklar alanında İngiltere'de Leeds üniversitesinde yapmıştır. İnsan hakları hukuku, hukuk devleti, yargı bağımsızlığı, anayasa yapımı, karşılaştırmalı anayasa yargısı alanlarında çalışmaktadır. Kendi uzmanlık alanlarında sivil toplum kuruluşlarıyla ortak çalışmalar yürütmektedir.
It is evident that the revocation of the mazbat, initiated by the Ministry of Justice, was an attempt to impose a trustee. However, the significant backlash from the public, civil society and political parties appears to have compelled the government to retreat, at least temporarily. This episode underscores the importance of consistently voicing solid objections from the public in every instance of attempting to impose arbitrary trustee practices that undermine democratic principles.
Despite the annulment of certain provisions that exerted pressure on civil society organizations, associations continue to face pressure through the requirement for annual audits.
Adalet Bakanlığı’nın girişimiyle başlayan mazbata iptali olayının bir kayyum denemesi olduğu açıktır. Ancak halktan, sivil toplumdan ve siyasi partilerden yükselen güçlü tepki en azından şimdilik hükümetin geri adım atmasını sağlamış görünmektedir. Demokratik ilkeleri hiçe sayan keyfi kayyum uygulamalarının tamamen sona erdirilmesi için toplumdan yükselen güçlü itirazın her teşebbüste tekrarlanmasının önemli olduğu görülmüştür.
Mahkemenin bu kararıyla sivil toplum kuruluşları üzerinde baskı oluşturan kuralların bir kısmı iptal edilmiş olmakla birlikte, dernekler hâlâ her yıl denetim baskısı altındadır.
As in the case of Can Atalay, other judicial bodies are openly refusing to comply with the Constitutional Court’s ruling, and the government is making preparations to limit the Constitutional Court’s powers as a solution. If this amendment becomes law, the Constitutional Court will not be legally dissolved, but it seems that it will de facto be the final nail in its coffin.
Diğer yargı organları AYM kararına uymayı açıkça reddediyor ve hükümet çözüm olarak AYM’nin yetkilerini kısıtlamak için hazırlıklar yapıyor. Eğer sözü edilen değişiklik yasalaşırsa AYM hukuken kapatılmasa da, öyle görünüyor ki, fiilen tabutuna son çivi çakılmış olacaktır.
It emphasizes that journalists, human rights defenders, and civil society in Turkey are subjected to systemic repression and operate in a hostile environment under the threat of legal sanctions and that freedom of expression is under threat. In addition to legal pressure, journalists are subjected to physical attacks and smear campaigns by government-controlled media.
Türkiye’de gazetecilerin, insan hakları savunucularının ve sivil toplumun sistemik baskıya maruz kaldığı ve hukuki yaptırım tehdidi altında hasmane bir ortamda faaliyetlerini yürüttükleri ve ifade özgürlüğünün tehlike altında olduğu vurgulanıyor. Gazetecilerin, hukuki baskıların yanı sıra fiziki saldırılara ve hükümet kontrolündeki medyanın karalama kampanyalarına maruz kaldığına da dikkat çekiliyor.
To provide a summary, one significant amendment involves standardizing the application periods for appeals and cassations in procedural laws. Under this change, these periods will commence upon receipt of the reasoned decision and will be set at two weeks. This regulation is positive and expected to resolve specific practical issues and uncertainties.
İlk olarak usul kanunlarında yapılan değişikliklerle istinaf ve temyiz başvuru süreleri yeknesak hale getiriliyor. Bu süreler gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlayacak ve iki hafta olacak. Bu düzenlemenin olumlu olduğu ve uygulamadaki bazı sıkıntıları ve tereddütleri gidereceği söylenebilir.